Dünyanın Sonlarına Yolculuk: Kuzey Kutbu'ndan Antarktika'ya

En korkusuz gezginlerden çok azı Kuzey Kutbu ya da Antarktika’ya yelken açabiliyor. Ancak, topluluk üyelerim tarafından stouf olarak tanınan bir lomografici, bu iki kutba da gitmeyi başardı. Bu nadir rotaları her ne kadar işi gereği ziyaret etmiş olsa bile, maceralarında denk geldiği manzaraları kayda almak için güvenilir fotoğraf makineleri ve en sevdiği filmleri yanına almayı unutmadı.

Müthiş maceraların, Stéphane T., ya da Lomography topluluğunda bilinen adıyla stouf’un kaderinde olduğunu düşünebilirsin. Atina, Yunanistan’da doğdu, Paris, Fransa’da büyüdü, Oşinografi doktorasını yapmak için Quebec, Kanada’ya yerleşti, şimdiyse eşiyle birlikte Hobart, Avustralya’da yaşıyor. Muhtemelen, aralarda da farklı şehirlerde bulundu, ama gezilerinden özellikle ikisi, diğerlerinden öne çıkıyor: Arktik ve Antarktik Kutup Bölgelerine yaptığı seferler.

Okyanus Bilimcisi olarak, görevlerinden biri, bir araştırma kampanyasında bu konuda uzman olan bilim adamlarının örnekleme istasyonları olarak bilinen dünyanın farklı yerlerinden bilgi toplama süreçlerine destek olmayı içeriyor. Seferler, buzkırıcı olarak bilinen, adından da anlaşılacağı gibi, Arktik ve Antarktika’nın donuk sularındaki buzları kırarak ilerlemeyi sağlayan, üzerinde araştırma tesisleri olan özel gemilerde gerçekleşiyor.

Kuzey

Stéphane Aralık 2007’deki ilk okyanus seyahatinde Kanada Sahil Güvenlik’ine ait Amundsen buz kırıcısında beş hafta geçirmek için binmek için Quebec’ten, Bu görevinde, zooplankton araştırmaları konusunda uzman bir ekibe dahil oldu ve Arktik denizlerinin farklı yerlerinden su örnekleri topladı.

Stéphane’in 2007’deki Arktik seyahatinden fotoğraflar

Sadece bir avuç insanın yaşayabileceği bu deneyim hakkında Stéphane’in detaylı olarak tuttuğu günlüğü, açıklamaları ve fotoğrafları, bize bu tarz bilimsel seyahatlerde suyun üzerinde aletlerin kurulması, buzun kırılması, farklı derinliklerden su ve yaşam örnekleri toplanması gibi önemli görevler sırasında neler olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor. “Ritim çok yoğun; bir yerden örnek aldıktan sonra, diğer noktaya gidene kadar bazen ilk örnekleri incelememiz gerekebiliyor” diyor Stéphane.

Güney

2012 yılının ocak ayında, Avustralya’nın adası Tasmanya’daki Hobart’a taşındıktan sonra, başka bir araştırma seyahatine dahil oldu. Ekip Hobart’tan Aurora Australis isimli buzkırıcıya bindi ve the Commonwealth Körfezi’nin buzlu sularından, Antarktika’ya, oradan da Fremantle’a kadar seyahat etti. Stéphane bu görevde, daha zirade işi toplanan su örneklerini analiz etmek olan eşine destek oldu.

Stéphane’in 2012’deki Antarktika seyahatinden fotoğraflar

Arktik’teki gezisi daha hatırda kalıcı olsa da, anlattığı hikayeler Antarktika’da geçirdiği beş haftada da çok ilginç olaylarla karşılaştığını ortaya koyuyor. Daha az iş, daha çok boş zaman ve daha iyi bir donanımla, ekibin günlük yaşamını ve Antarktika’nın faunasını belgelemeye odaklanabildi.

Uçmayan türle yakın ilişkiler

Güneydeki seferinin en öne çıkan anılarından birinin Adélie Penguenleriyle tanışmak olduğunu söylüyor ve ekliyor, “Biz geldikten kısa süre sonra, Adélie Penguenleri (Pygoscelis adeliae) bizi görmeye geldi. Eminim kırmızı gemimiz çok öteden bile rahatlıkla görünüyordu ve sadece meraklarından bize bu kadar yaklaştılar. Bu noktayı, aynen bizim gibi, körfeze yakınlığından da tercih etmiş olabilirler. Ama ne olursa olsun, penguenlerin sayısı giderek arttı ve bir süre sonra kendimizi heyecanlı ve gürültüsü kuşlarla çevrelenmiş bulduk. "

Açıklamaya devam ediyor. “Hayatında ilk kez bir penguen gören hiç kimsenin gülümsemeyeceğini düşünemiyorum. Bu yaratıklarda, onları kesinlikle komik yapan garip bir şey var. Mesela, koşarken kanatlarını açmaları, buzun üzerinde kaymaları, ayağa kalkmaları, tekrar düşmeleri, yürümekten tamamen vazgeçip, kendilerini ayakları ile iterek, karınları üzerinde süzülmeleri, insanın onları ciddiye almasını oldukça zorlaştırıyor. Bazen, sanki sana farklı bir açıdan bakmak istiyormuş gibi, boyunlarını uzatıyorlar ve bir anda, gerçek kanatları olmayan, normal bir kuş gibi görünüyorlar, biraz kümes hayvanları gibi belki de.”

Adélie Penguenleri

Stéphane, penguenlerin buz üzerinde çok fazla avcı ile karşılaşmamalarının, onların daha cesur ve meraklı olmasına sebep olduğunu söylüyor. Penguenlere doğru yürümemeleri ve belirli bir mesafeyi korumaları söylenmesine rağmen, penguenler, beklediklerinden çok farklı davranmış. “Meğerse bize onları takip etmememizin söylenmesine gerek yokmuş, onlar, bizim boyutumuza bakmaksızın, bize doğru koşup, botlarımızın ve pantolonlarımızın tadına bakmaya çalışıyordu. Buzun üzerine her bıraktığımız yeni şeye merakla bakıp, yanımıza gelip, konuşmalarımızı dinliyor, bazen de bizimle konuşmaya çalışıyorlardı. Bazen de bizim yanımızda uyuyakalıyorlardı."

İş ve oyun

“Turistlere yönelik bir gemi turu olmayabilir, ama oşinografik bir kampanya, insanın yine de çok güzel şeyler görmesine olanak sunuyor ve çalışmadığınız zamanlarda, hareket eden ya da etmeyen her şeyin fotoğrafını çekerek bir turist gibi davranabiliyorsunuz.” Stéphane, o ve ekibin kalanının nasıl tüm gezginlerin yapmaktan keyif aldığı bir şeyi yapmak için zaman yarattığını anlatıyor: fotoğraf çekmek. “Kimse seninle dalga geçemez, çünkü herkes aynı şeyi yapıyor. Birileri boynunda ikiden fazla fotoğraf makinesi varsa sana gülümseyebilir ama yine de anlaşılır bir davranıştır.”

Stéphane, kesinlikle aşırı hava koşullarına maruz kalan güvenilir Holga’sıyla bir dolu fotoğraf çekmeyi başarmış. “Makinenin içindeki minik yayın donup kırılacağından çok korkuyordum, ama bir sorun olmadı. Bu Holga için gerçekten zorlu bir test oldu; sonuç, -40°C’de bile çekim yapabilirsin. Bu makineye bayılıyorum."

Geminin içinde ve dışında çekilen fotoğraflar

Antarktika’ya olan seferinde ise daha hazırlıklı olan Stéphane yanına Canon F1n, Holga 120 GN, Horizon Perfekt, Holga 120 Pan, Olympus Trip 35, Spinner 360 ve bir LomoKino almış ve hepsiyle geminin üzerinde ve buz kaplı kıtanın ilginç fotoğraflarını çekmeyi başarmış.

Zorluklar ve aksilikler

Kutup bölgeleri en deneyimli gezginler ve araştırma ekipleri için bile şüphesiz çok tehlikeli zorluklar taşıyor ve Stephane’de anlattıklarıyla bunları doğruluyor. Buz kırıcılar, buzlu suları itip, kırarak ilerlemek için tasarlanmış olsa bile, arada buzda mahsur kalabiliyor ve doğru donanım kullanılsa bile, gemiyi kurtarmak birkaç saat alabiliyor. Donuk alandaki rüzgar gerçekten soğuk bir rüzgara sebep olup, hava sıcaklığı -60°C’ye kadar düşebiliyor. Donma, insanın dikkat etmesi gereken en önemli şeylerden biri, aynı zamanda çünkü susuzlukta, “Burada insanı susuzluk öldürüyor, havanın soğukluğundan susadığını hissetmiyor insan ama hava gerçekten çok kuru” diyor.

Fırtınalar da ekibi endişelendiren şeylerden biri, Stéphane’in hikayesine göre hafif kalpler ya da bağırsaklar için hiç ideal değil. “Bir seferinde, öyle bir fırtınanın içinden geçtik ki, şöyle düşün, içinde bulunduğun oda bir anda titremeye ve 45 derece sallanmaya başlıyor, eşyalar uçuşuyor, duvarlara çarpıyorsun ve sanki sarhoşmuş gibi yürüyorsun. İlk başta eğlenceli geliyor ama birkaç günün sonunda çok yorucu oluyor."

Aşırı soğukta çekim yapmak

Evine, kutuplardan birçok etkileyici analog fotoğraf ve hatta benzersiz bir LomoKino filmiyle dönen Stephane bu nadir bölgelerden birine gitme şansını yakalayacak olanlara şu önerilerde bulunuyor: “Donanımlarını nemden korumaya özen göster ve çekim yapmadan önce, lenste oluşan buhardan dolayı bulanık fotoğraflar elde etmemek için makinenin soğuk hava ile aynı seviyeye gelmesini bekle. Eğer makinen pil ile çalışıyorsa yanına yedek almayı unutma çünkü piller sıfır derecenin altında çok çabuk boşalıyor. Eğer gemideysen, geminin tırabzanlarına rahatça takmak için yanına kıskaçlı bir tripod alabilirsin. Yanına çok sayıda fotoğraf makinesi al ve hepsine film tak, birinin filmi bitince bir sonraki makineye geç, çünkü o soğukta eldivenleri çıkartıp filmi değiştirmek bazen mümkün olmuyor."

Stéphane’in Arktik ve Antarktika’ya yaptığı seyahatler kesinlikle unutulmaz. Çok fazla insanın dünyanın bu bölgelerini ziyaret etme şansı olmuyor, iyi ki maceralarını bu leziz hikayeler ve zengin fotoğraflarla kayıt altına almayı başardı.

pan_dre tarafından, 2015-02-10 tarihinde ve #haberler başlığında yazıldı.

Daha İlginç Makaleler