LomoAmigo Ege Çubukçu

Görsel sanatlara olan ilgisi çocukluk yıllarına dayanan müzisyen Ege Çubukçu bir süredir Lomography'nin farklı makineleriyle çekimdeydi. Ege'ye kariyerini, fotoğrafçılığa olan ilgisini ve Lomography deneyimini sorduk. İşte cevapları ve bizimle paylaştığı fotoğrafları!

Merhaba Ege, bize biraz kendinden bahseder misin?

Merhaba. Müzik geçmişimi bir kenara ayırırsak görsel sanatlara olan hayranlığım bir çocukluk hevesi olarak başladı, yıllar boyu peşimi bırakmadı. Aslında el işi konusunda başarılı biri değilim. Soyut çalışmalar dışında resim çizme yeteneğim sıfırın altında. Durağan ve hareketli fotoğraflara karşı ilgim var. Fırsat buldukça kliplerimin senaryolarını yazar doğru resimler için çalışmalar yaparım. Tabii bu konuda beni teşvik eden çalışma arkadaşlarım olmasa bunu başarmak kolay olmazdı. Bu nedenle yönetmenim Harun Işık’a teşekkür etmem gerekiyor. Sanata olan ilgim üniversite seçimimi de etkiledi. Bilgi Üniversitesi’nde “Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi” okudum. Bölümü ikincilikle bitirdim. Bunun yanı sıra küçük yaşlarda (sekiz ya da dokuz yaşlarımdayken) sesimi kasetlerin üstüne kaydeder “sıradaki parça”yı ardına eklerdim. Yani radyoya olan bağımlılığım kendimi bile daha tanımıyorken başladı. 20’li yaşlarıma gelmeden radyoda bir iş buldum ve bu işin profesyoneli olmak için çaba sarf ettim. Müzik kariyerimle beraber radyo ile olan ilişkimi azaltsam da son 3 yıldır beni heyecanlandıran Şehrin Azizleri programıyla tekrar stüdyoya geri döndüm. Açık Radyo sayesinde şehir ve hip hop kültürü odaklı bir kültür, sanat programı hazırlıyorum. Program karasal yayınlanan Türkiye’nin tek hip hop programı olma özelliği taşıyor. Kültürünün her dalından (rap müzik, sokak sanatı, felsefe) konuklarım ile 70 bölümün üstünde yayın gerçekleştirdik.

Fotoğraflar Ege Çubukçu tarafından, La Sardina ile çekildi.

10 yılı aşkın bir müzik geçmişin var. Müzik kariyerin nasıl başladı?

Müzik kariyerim, 1998 senesinde arkadaşlarımın ses rengimi ve müzik zevklerimi beğenmesiyle başladı. Kendi aralarında bir şeyler karalayıp PC üzerinden kayıt yapan amatör bir ekipti. Beni de müzik yapmaya teşvik ettiler. Bir kaç amatör denemenin ardından bugünlere kadar gelmeyi başardım. İlk profesyonel stüdyo albümümü 2005 senesinde çıkardım. Kariyerim boyunca bir albüm daha ve 20’yi aşkın single çıkardım. Karakter olarak çok üreten az yayımlayan bir müzisyenim. Nadir olanı sever ve peşinden giderim. Sadece şarkısını kaydeden bir müzisyen olmadım hiç. Aynı zamanda bir müzik prodüktörü olarak stüdyoya girerim.

Fotoğraflar Ege Çubukçu tarafından, La Sardina ile çekildi.

Müziğin yanı sıra, fotoğrafçılığa karşı bir ilgin olduğunu da biliyoruz. Fotoğrafçılığın senin hayatındaki yeri nedir?

Dediğim gibi görsel sanatlara olan hayranlık. Aynı objeye farklı gözlerle baktığında o objenin görünümünün, varlığının ve en önemlisi anlamının değişmesi beni etkiler. Müzikte de aynı şeyi yapmaya çalışırım. Bir cümle içinde öyle bir kelime kullanmaya özen gösteririm ki farklı kulaklara hitap ettiğinde kelime aynı olsa da anlamı dinleyen için farklı olsun.

İlk makinen neydi, hatırlıyor musun?

Yıllarca hep basit makineler kullandım. Standart özelliklerde farklı ayrıntılar yakalamaya çalıştım. Akıllı telefonlar hayatımıza girdikçe sosyal medyanın da etkisiyle “an” yakalama dürtülerim arttı. Hareketli objelere ilgi duymaya başladım. Annemin, Canon’unun 80’li yıllarca çıkardığı T90’nını unutamam. Nadir de olsa makinesini bana emanet ettiğinde heyecanlanır sokağa çıkmak için can atardım.

Fotoğraflar Ege Çubukçu tarafından, La Sardina ile çekildi.

Lomography’nin farklı makinelerini kullanıyorsun. Bunlar arasında en çok keyif alarak kullandığın makine hangisi?

Keyif, karaktere ait bir özellik. Genelde sakin bir yapıya sahip olduğum için ağır makineler kullanmaya çalışırım. Durum an yakalamak ise elimin altında kolayca ulaşabildiğim fazla ayar yapmama gerek kalmayan bir makineyi tercih ederim. Bu açıdan beni en mutlu eden makine La Sardina. Fakat hayranlık duyduğum makineyi soracak olursanız cevabım Lomokino Super 35 olurdu.

Fotoğraflar Ege Çubukçu tarafından, La Sardina ile çekildi.

Lomography’yi nasıl tanımlarsın?

Analog fotoğrafçılığın geldiği en keyifli nokta. Fotoğrafa ilgi duyup bunu profesyonel anlamda iş olarak edinmek başka bir şey. Fakat Lomography sahibi olmak ve sürekli yanında taşımak insana amatör ruhu aşılıyor. Taşıması kolay, vücut bulmuş hali Retro olduğu kadar modern ve ne çektiğini unutup filmleri çıkardığında insanı çocuk gibi hissettiren, çektiğin her kareyi değerli hissettiren bir arkadaş.

Çektiğin fotoğraflar arasında en çok hoşuna giden hangisi oldu? Bizimle bu fotoğrafın hikayesini paylaşır mısın?

Fotoğraflar Ege Çubukçu tarafından, La Sardina ile çekildi.

La Sardina ile çektiğim siyah/beyaz fotoğrafları beğeniyorum. Özellikle ışık zayıf olduğunda çektiğim manzara fotoğrafları apokaliptik bir hava veriyor. Sinemada da en sevdiğim temalardan biridir. Örneğin kıyamet sonrası insan nüfusunun azalması ve doğanın binlerce yıl önce olduğu kadar yalnız, başı boş kalması.

Fotoğraf Ege Çubukçu tarafından, La Sardina ile çekildi.

Bir de bahsettiğim an yakalama duygusu. Akıllı telefonlar ile anı yakalamanın ve çektikten sonra hemen bakıp beğenmediysen bir daha çekmenin verdiği rahatlık beni fazla etkilemiyor. Geri dönüp bakmıyorsun da o fotoğraflara. Ama Paris metrosunda son anda görüp deklanşöre bastığım Eiffel fotoğrafı, acaba o anı yakaladım mı heyecanı fotoğraflar eline geçene kadar devam ediyor.

LomoKino ile çektiğin videoların da var. Video çekmenin fotoğraftan farkı nedir senin için?

Bir Tarantino hayranı olduğum için 35 mm hareketli fotoğraf çekmek benim için ayrı bir zevk. Bazen dünyayı o gözlerle görmenin ne kadar ruhani olabileceğini düşünüyorum. Sabır eşiğim çok yukarıda olsa Lomokino ile bir film çekmek isterdim. Çünkü bunu yapabileceğiniz hissini size veriyor.

En yakın zamanda La Sardina kullandın, bu makineyi daha önce kullanmamış olanlara ya da yeni başlayanlara neler önerirsin?

İlk filmlerini korkmadan harcayıp makineyi keşfetsinler. Sokağa çıktıkları anda mümkünse –ben öyle yapıyorum- ellerinden ayırmasınlar. Ayrıca flaş kullanması çok keyifli. Unutulmaz anılar ve pozlar yakalanabiliyor. Çünkü La Sardina ile fotoğrafını çektiğiniz insanlar genelde mutlu pozlar veriyor. Bunun bir nedeni gövdesinin ihtişamı. Anlaşılan Retro’yu seviyoruz. ☺

Ege hakkında daha fazla bilgi için Instagram, Twitter ve Youtube hesaplarını takip edebilir, Şehrin Azizleri programını dinleyebilirsin.

nural tarafından, 2017-01-10 tarihinde ve #videolar başlığında yazıldı.

Daha İlginç Makaleler