Suretler ve Ardında Sakladıkları

Görüyoruz, konuşuyoruz, bir şeyler paylaşıyoruz. Kimi zaman o anları fotoğraflayarak ölümsüzleştiriyoruz. Peki, duyguları da ölümsüzleştirebiliyor muyuz?

Çekmiş olduğum fotoğraflara geri dönüp baktığımda ben de bu sorunun cevabını arıyordum. “Suretler” adını verdiğim bu seride kimilerimiz aradığı soruların cevaplarını bulurken, kimimizin kafasında daha da çok soru oluşacak...

Krediler: emrekskn

Fotoğrafa baktığımızda içinde insan varsa duyguları ilk onlar üzerinden analiz etmeye başlarız. En azından ben böyle yaptığımı fark ettim. Fotoğraftaki kişiyle göz teması kurduğum anda çekimin arkasındaki tüm hikaye kafamda canlanmaya başlıyor. O teması kuramadığım zaman ise çevre bana o konuda yardımcı oluyor. Başkasının gözünden bakmaya çalıştığımda ise bu oldukça zorlayıcı bir hal aldı. Referans olarak bir yüzün aslında ne kadar çok duyguyu içinde barındırdığını o noktada anladım.

Suretler serisindeki her fotoğraf sizden kendi referansınızı çıkarmanızı bekliyor. Fotoğrafı anlama görevinde üstümüzdeki yükü Immanuel Kant şu sözleriyle ifade ediyor;
“Kişi kendi yargısında diğerleri ile bir uzlaşma ister. Eğer başkaları kişinin verdiği yargıdan farklı bir yargıda bulunduysa kişi onları kınar ya da suçlar ve onların beğenilerini yadsır.”

Krediler: emrekskn

'Haberci'
Kapalı hava yaklaşmakta olan fırtınanın mı habercisiydi, yoksa devamında yaşayacağımız şansızlıkların mı? Dışarıdan bakıldığında olumlu veya olumsuz düşünmek sizin elinizde aslında.

Krediler: emrekskn

'Tedbirli'
Kalabalığın içinde karşıya geçmek için ışığın sizin için yanmasını bekliyorsunuz. Yolları ve amaçları farklı insanlarla bir arada bulunduğunuz ufak bir ara sadece… Algıların en açık olması gereken bu anda kaçınız bunu tamamı ile gerçekleştirebildi?

Krediler: emrekskn

'Bekleyen'
Güzel bir haber, yoldaki sevgili, bankada sıra... Hayatın çoğunda bir şeyler beklerken buluyoruz kendimizi. Dünyevi hazlarla geçiştirmeye çalışıyoruz belki de zamanı.

Krediler: emrekskn

Her şeyin yolunda gittiğini düşünüp bir sonraki fotoğrafa geçiyoruz. İsimli ve ismi olmayan tüm fotoğraflara baktıktan sonra, tüm taşları ilk seferde yerlerine oturtmak bu kadar kolay olmamalı. ‘Haberci’ isimli fotoğrafta size yardımcı olması için iki fikir vermiştim. Fotoğraftaki üç kişinin de yüzleri havanın kararmaya başladığı yöne doğru çevrili olduğunu görmek belki ilk olarak kendini hemen belli etmiyor. ‘Tedbirli’ isimli fotoğrafta ise trafik ışığı yayalar için kırmızı yanarken fotoğrafın sağ tarafındaki çiftin diğerini omzundan tutarak yanında tutmak istediğini görüyoruz. Kurallara uymayacağını düşündüğünden mi bunu yaptığını yoksa yakın bir temas mı olduğunu belki de hiç bilemeyeceğiz. Belki ufak bir tedbirdi sadece… Harekete geçmemiz gereken yerde geçmediğimiz zaman ise elimize hiçbir şey geçmez. ‘Bekleyen’ adlı fotoğrafı tam olarak anlayabilmemiz için Nietzche’nin “Beklemek ahlaksız kılar.” sözü bize oldukça yardımcı olacaktır.

Bir göz ucuyla bakıp geçtiğimiz fotoğrafların aslında ne kadar yoğun olduğunu gün ışığına çıkarmak için böyle bir seri yarattım. Suretler her zaman direkt bize dönük olmayabilir ama etraflarında her zaman kendilerinden bir şeyler bırakırlar.

emrekskn tarafından, 2017-08-07 tarihinde ve #insanlar başlığında yazıldı.

Daha İlginç Makaleler