We and our partners use technologies, such as cookies, to recognize you and show you more of what you like. Please read our Privacy Policy to learn more. By using this website you agree to the use of those technologies.
Kabul ediyorum.
dede diye çağırılan yaşlı amca çok bilgiliydi. cinleri olduğunu söylerdi. onlarla konuşurdu. gemiden indi. dört gün handa kalacaktı. gül ağacından yapılma, tutma yeri beş çentikli, ince uzun iki sopası vardı. sopaları birbirine sürter bir şeyler okurdu içinden. kimi zaman da yine gül ağacından yapılma bu ince sopaları teker teker duvarlara gelişigüzel vururdu. ne yapıyorsun diye soran hancının evlenmemiş, yaşı geçkin, şişman kızına gülümseyerek “yaramazlık yapan cinleri dövüyorum” derdi. dördüncü gün yeni yiyecek, su ve yükünü alıp kalkan gemiyle de gitti yaşlı amca. geminin gidişinden sonra balkonlu odada bir sopasını buldular. bırakmış mıydı, unutmuş muydu kimse bilemezdi bu sorunun cevabını ama yine de birbirlerine sordular.
Bir Yorum