Armin Amirian'ın Gözünden

İranlı fotoğrafçı, vizyonu, kişisel görüşleri ve ülkesinin sosyal endişelerinin çalışmalarına nasıl yansıdığını yorumluyor.

Fotoğraf: Armin Amirian

Bazıları için, İran’ın adının bile anılması, aklına çatışma ve modern savaşların gelmesine sebep olabilir. Bunun ana sebebi, Eylül 1980 ile Ağustos 1988 arasında, neredeyse sekiz yıl süren Körfez Savaşı’dır. Güçlü bir ordusu olan bir ülke olmanın yanı sıra, İran aynı zamanda oldukça zengin bir tarih ve kültüre sahiptir. Fars kültürünün ana merkezi ve dünyanın en eski uygarlıklarından biri olan İran, sanata düşkün olanlara çok fazla opsiyon sunuyor.

İran, sanat, mimari, müzik, edebiyat ve sinema alanlarında zengin katkılara sahiptir. Özellikle İsfahan şehri, zengin bir mimari yapıya sahip ve pek çok tanınmış İranlı sanatçının doğum yeri. İsfahan aynı zamanda, kendisinden önce gelen çalışmalardan ilham alan ve ülkesinin durumunu, kolektif deneyimlerini daha dinamik yorumlamayı tercih eden, 20 yaşındaki fotoğrafçı ve sanatçı Armin Amirian’ın da evi.

Tek bir önemli akıl hocası var: babası. Bay Amirian, oğluna tiyatro, resim, heykel ve müzik alanlarında bildiği her şeyi öğretti. İlk fotoğraf makinesi de babasından hediyeydi. Genç Amirian kısa sürede fotoğrafçılık ve filme karşı tutku duymaya başladı ve kendine bu alanda bir kariyer seçti.

Amirian, ilk zamanlar belgesel fotoğrafçılığı ile ilgilendi ama bu onu tatmin etmedi. “Yeniden lokasyonlar yaratmak, yönetmek ve sonra fotoğraflar çekmek… bir şeyleri ortaya çıkartıp, görülmelerini ve duyulmalarını istiyordum. Gördüğünüz fotoğrafların hepsinde aynı dekupaj ve film yaratımı var.” Amirian’ın fotoğrafları sosyal sorunları yansıtmasına rağmen, aslında sanatçının yorumunu içeriyor ve gerçek hayattan kesitleri göstermiyorlar.

Sosyal Endişeler

Amirian’ın en sevdiği konu, içinde yaşadığı topluma ilişkin şahsi kaygıları ve çok da fazla insanın bilmediği, ülkesinin zengin tarihi. Endişelerinden, belli belirsiz de olsa, uzunca bahsediyor. “İnsanların çoğu, diğer yandan, günlük endişelerine ve tamamen çatışmalarla dolu sorunlarına takılmış durumda ve bu durum beni çok üzüyor. Soruyu derinlemesine düşündüğümde, aslında yaptığımın “taşımak” olduğuna inanıyorum. Bu “taşımak” insanlar ve içinde yaşadığım toplumla ilgili algımı tanımlıyor: bir çocuğun elindeki eşyaları taşıması, benim bir dünya dolusu hayal ve rüyayı taşımam, annemin ev işlerini taşıması, babamın baskıları ve hayatın zorluklarını taşıması, arkadaşımın endişeleri taşıması, bir sevgilinin aşk taşıması, zengin birinin servetini taşıması ve herkesin, her gün, her an kendilerince bir şeyler taşıması, sadece taşımak.”

Amirian’ın fotoğraflar kendi şahsi görüşlerini yansıtıyor ve bu görüşlerin, fotoğrafçılık stili üzerinde etkisi oldukça büyük. “İşlerimde kendi bakış açımı ve toplumla ilgili kendi anlayışımı ifade ettiğimi söyleyebilirim; yarattığım stillerdeki form benim hislerimi içeriyor,” diyor.

Ancak, işlerinde görüşlerini ve hislerini tam olarak yansıtıp yansıtamadığından emin değil. İşin, vermeye çalıştığı çok katmanlı mesajları anlatabileceğinden, fotoğraflarının toplum ve onun yaşadığı fakirlik, savaş, ayrımcılık gibi sıkıntıları ve aynı zamanda rüyalarını ve yaşadığı değişimleri yansıtabileceğinden şüphe duyuyor.

Amirian’ın ‘Abattoir’ isimli fotoğraf serisinden, İsfahan, İran’da çekilen fotoğraflar. “Bu işlerde din, yaşam ve savaş konularında semboller kullanarak, bu konulardaki kendi düşüncelerime ve insanların, uğruna yaşayıp, savaşıp, ölmeyi seçtiği düşüncelere farklı bir perspektif yaratmayı hedefliyorum.”

Değişim İhtiyacı

Tek emin olduğu konu, motivasyonu. “Ne başarmayı istiyorum? Tabii ki değişim. Yaşamın şu an olduğu gibi olduğuna inanmıyorum. İnsanlar “hepsi bu” diyorlar ama ben buna inanamam. Olayın bir kural, bir toplantı ya da verilen bir söz olduğuna inanamam; herhangi bir şey ya da herhangi bir kimseye, insanın kendisine, ailesine, toplumuna veya Tanrı’ya verilmiş bir söz. İnsanların ve evrenin doğası değişim ve mutasyonu baz alıyor. İnsanlardan biri servet içinde yüzerken, diğeri fakirse ve acı çekiyorsa, kaygısız olup ‘bu hayat’ diyemeyiz.”

Çok fazla detaya girmeden, son işlerini İran’da sergilemek için izni olmadığını söylüyor. Finansal açıdan zorluklar yaşadığını, ama fotoğrafçılık kariyerinden vazgeçmenin onu “öldüreceğini” ekliyor. Hayatını sürdürmek için, poster tarafım işleri, heykeltıraşlık, endüstriyel ve editöryel işler ve fotoğraf projelerinde modellik yaptığını itiraf ediyor, yani kendine has görüntüsel menüsünden saptığını.

Fotoğraflar: Armin Amirian

Belgesel fotoğrafçılığı bıraktığından beri, ülkesindeki diğer insanlar gibi hayatını tehdit edecek, zorlu durumlarla karşılaşmıyor, ama bu olayların olduğunu bilmek bile onu etkiliyor.

“Bombaların, silahların, roketlerin seslerini duymuyorum ama özümüzden ve kökenimizden uzaklaştığımızı, düşüncelerimizin öldüğünü ve rüyalarımızın katledildiğini hissediyorum,” diyor.

Gelecek Projeler

Eğer öyle bir şans elde ederse, yakın zamanda bir kısa film yönetmek istiyor. Bu projeye dahil etmek istediği öğelerden bahsediyor. “Kısa film ve akışı oldukça hızlı olacak, o yüzden sesler üzerine değil, hareketli görüntüler üzerine yoğunlaşacağım. Bir zincir oluşturup, filmin algısını sağlayan hareketler. Bu filmin fikri ilk olarak ülkemdeki farklı bir şehre yaptığım seyahat sırasında, bir – iki sene önce aklıma geldi.”

Fotoğraflar: Armin Amirian

Ayrılık sırasında yine düşüncelere dalıyor ve diyor ki, “Her şey bir tartıda geliyor, diğer şeylerin yanında özellikle görüşlerimiz, istek ve servetimiz. Peki ya cesaret, barış ve insanlık? Bunları ölçecek bir tartı var mı? Bir çocuk evlat edinip, gazetelerde manşet olan zengin aileler bunu gerçekten inandıkları için mi yapıyorlar, yoksa gösteriş olsun diye mi? Barış ve insanlığı daha da yaygınlaştırmak için pozitif bir şey yapıyorlar mı? Bir millet ya da toplumun, etrafında olanları sansürsüz bir şekilde görmekten yorulup usandığında, artık gösteriş olsun diye değil, bazı şeyleri olmasını istedikleri gibi değil, gerçekten olduğu gibi göstermek için ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarına gerçekten inanıyorum.”

Jill Tan Radovan tarafından, 2015-02-17 tarihinde ve #insanlar #lifestyle başlığında yazıldı.

Daha İlginç Makaleler