LC-A 120 LomoAmigo: Göktürk Ayan

Fotoğrafçı Göktürk Ayan, Lomography’nin en yeni fotoğraf makinesi LC-A 120 ile bir süredir çekimde ve bu orta format efsanesi ile çektiği fotoğrafları, 12 Mart akşamı Lomography Embassy Store İstanbul’da sergiliyor! Sergiden önce, Göktürk ile LC-A 120 deneyimi hakkında konuştuk.

Merhaba Göktürk, lütfen kendini Lomography Dergisi’ne tanıtır mısın?

Kendisinden bahsetmeyi hiç beceremeyen birisi icin çok zor bir soru! Fakat kısaca, yaptığı hiçbir işte ciddi olamayıp, konu fotoğrafa geldiğinde ciddiyeti elden bırakmayan birine dönüşen, evimin bulunduğu İstanbul Moda semti aşığı, gezgin bir hayat yaşamayı çok seven, kadınlar tarafından büyütülmüş ve hayatının büyük bir kısmını kadınlara ayırmış birisi olduğumu söylemem yeterli olur sanırım.

Fotoğraf çekmeye nasıl başladın? İlk çektiğin fotoğrafı hatırlıyor musun?

Aslında bu uzun bir hikaye… Özetle, bir terapi için başladım fotoğraf çekmeye. Bu terapi öncesinde, fotoğraf fikrinden pek hoşlanan birisi değildim, fakat nasıl olduysa, bugünlerde fotoğraf makinelerini hiç yanından ayırmayan, kendi film banyosunu yapan, hatta makine tamir eden birisine dönüştüm. İlk fotoğrafımı hatırlıyorum, evet… Ailemle bir seyahat sırasında babam, arabayı kenara çekip doğa manzarasını arkasına alarak, polaroid makinesiyle bana zorla kendi fotoğrafını çektirmişti :)

Çekimlerinde analog fotoğraf makineleri kullanıyorsun. Neden film ile çekim yapmayı tercih ediyorsun?

Her analog fotografçı ile aynı sebeplerden sanırım. Nostalji, geçmişe özlem, gren, banyo, karanlık oda, yanmış ya da ışık almış filmler, karakteristik çelik makineler, deklanşör sesi… Ve bunun gibi, dijitalde bulamayacağınız bir sürü şey.

Türkiye’de, LC-A 120’yi ilk deneyenlerden birisin. Onunla çekim yapmak nasıldı?

LC-A 120 ile olan deneme süreci, karşılıklı birbirimizi anlamayla geçti. Benim neler istediğim, onun neler yapabileceği üzerine kurulu bir deneme süreciydi. Sonuçlara bakınca, ortak bir noktada uzlaştığımızı söyleyebilirim. Kendisini ve yapabileceklerini keşfetmek, zaman zaman sürpriz sonuçlarla karşılaşmak gayet keyifliydi. Ayrıca orta formatlara her zaman mesafeli olmuşumdur, fakat LC-A 120 bu ön yargımı oldukça değiştirdi.

LC-A 120’yi 3 kelime ile nasıl tanımlarsın?

Hafif, yaratıcı, vinyet.

Çektiklerin arasında en çok hangi fotoğrafı sevdin? Neden?

Her iki formattan seçmek gerekirse, en çok sevdiklerim bunlar. Çünkü her şey olması gerektiği gibi ve bu yüzden ortaya güzel bir fotoğraf çıkmış.

LC-A+ ile de çekim yapma şansın oldu, iki fotoğraf makinesi arasında ne gibi farklar dikkatini çekti?

İkisi de film tutkunlarını fazlasıyla tatmin edecek kapasitede, orası şüphesiz. 120 ve 35mm formatlarda olmalarının dışında farklarından bahsetmek gerekirse, LC-A 120’nin vinyet severleri tam kalbinden vuracağına inanıyorum. Öte yandan LC-A+, f/2.8 diyafram değerinde bir lense sahip olduğu için iç mekanlarda, f/4.5 diyafram değerindeki LC-A 120’ye göre daha avantajlı ve cepte bile taşınacak kadar küçük ve hafif. Fakat, LC-A 120 de size çantada olduğunu belli etmeyecek kadar hafif. Şunu da eklemeliyim, LC-A 120 karizma olarak birkaç adım önde.

Eğer fotoğraflarının bir arka plan müziği olsaydı, listende hangi şarkılar yer alırdı? (beş şarkı, isimleri ve sanatçıları ile lütfen)

1- Dead Man’s Bones – In the Room Where You Sleep
2- Jack White – Love is Blindness
3- Cortney Tidwell – Eyes are at the Billions
4- Lana Del Rey – Young and Beautiful
5- ve doğada çektiğim fotoğraflar için, tabii ki Sigur Ros’un tüm şarkıları.

Popüler kültüre ait figürlerden en çok kimin fotoğrafını çekmek istersin?

Emily Ratajkovski ve Fo Porter olabilir.

Yeni projelerin var mı?

Aslında pek proje adamı değilim. Fakat, “Sticks and Stones Agency” ve “Arsenic Magazine” için, bahar aylarında birkaç çekim yapacağım. Bunun dışında, Türkiye’den ise 25th Hour Lingerie’nin yaratıcısı olan Seda Oturan ile Mart ayında birlikte çalışmak için bir araya gelmemiz söz konusu.

Yeni ya da gelecek LC-A 120 kullanıcıları için tavsiyelerin var mı?

LC-A 120’yi gittikleri her yere yanlarında götürmeliler ve onunla fotoğraf çekerken, ellerini korkak alıştırmamalılar.

Göktürk Ayan’ın In the Room Where You Sleep isimli sergisi, 12 Mart Perşembe akşamı Lomography Embassy Store İstanbul’da!

Göktürk’ün diğer çalışmalarını görmek için LomoEvi'ini ziyaret edebilir , onu Flickr ve Instagram hesaplarından takip edebilirsin.

merveengin tarafından, 2015-02-27 tarihinde ve #insanlar #lomoamigo başlığında yazıldı.