We and our partners use technologies, such as cookies, to recognize you and show you more of what you like. Please read our Privacy Policy to learn more. By using this website you agree to the use of those technologies.
Kabul ediyorum.
Sıkkın ve Yalnız
Canım sıkılmıştı. En kalabalıklar içine sığındım. Evden uzağa kaçtım. Kulaklığımı takıp rahatsız edilmeden öylece oturdum. Bir yanım acı içinde kıvranırken, diğer yanım yalnız yudumladığım kahvemin lezzetinin kokusu ve içtiğim tütünün yatıştırıcı etkisi ile huzur buldu, bir yanım da saatlere meydan okudu bir yerlere doğru. Telefonu bir süre uçak moduna almıştım. Ah, zaten kimsenin arayacağı yoktu. Arayan veya soran olmadı. O sırada dünya kendi ile meşguldü. Güzel yüzlü cebi dolu, hayatı hızlı yaşayan genç, orta yaşlı kadınlar, adamlar geldi geçti. Meydan okuyuşumu paylaştığım birileri oldu. Umursamaz. Vurdum duymaz. Değersiz olduğum yerde değer verdiğim birtakım köşkler. Şimdi düşünüyorum hiç gereği yoktu. Nasıl başladıysam, aynı şekilde dönebilirdim. Daha söylerken farkındayım, havada kalıyor hepsi. O yüzden söylemekten bir süre daha vazgeçemesemde, söylediklerime -onlarında isteği bu olduğu için- sessizce veda ediyorum. Bu vedalar net ve kesin olarak gerçekleştiğinde bir katman, bir duvar, bir değnek, bir tuğla daha benliğime. İyi yönde. Kansız veya kanlı. Her şekilde sıyrılmak istiyorum üzerime yapışan, bataklığın dibine çeken her kimse her ne ise.
Yorum Yok